Ticari hayatta zaman zaman internet korsanlığı ve e-posta sahteciliği gibi dolandırıcılık yöntemleriyle karşılaşılabilmektedir. Özellikle yurt dışı firmalarla yapılan ticari ilişkilerde, sahte banka bilgileri üzerinden yapılan ödemeler işletmeler açısından ciddi kayıplara yol açmaktadır. Bu tür ödemelerin Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında “şüpheli alacak” sayılıp sayılmayacağı ise önemli bir tartışma konusudur.
1. Şüpheli Alacak Kavramı ve Şartları
VUK’un 323. maddesinde şüpheli alacaklar şu şekilde tanımlanmıştır:
- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar,
- Protesto çekilmesine veya yazılı olarak birden fazla istenmesine rağmen ödenmeyen ve dava/ icraya değmeyecek kadar küçük olan alacaklar.
Bu alacakların ticari kazancın elde edilmesi veya sürdürülmesiyle ilgili olması zorunludur. Başka bir ifadeyle, şüpheli alacak olabilmesi için:
- İşletmenin kayıtlarına hasılat olarak girmiş bir alacak olması,
- Mal veya hizmet satışından kaynaklanması gerekir.
2. Dolandırıcılık Yoluyla Yapılan Ödemelerin Niteliği
Somut olayda, Türkiye’deki bir şirket, yurt dışında mukim bir firmadan mal alımı amacıyla ödeme yapmak istemiş, ancak e-posta korsanlığı nedeniyle tutar yanlış hesaba aktarılmıştır.
- 66.216 USD tutarındaki ödeme gerçekte satıcı firmaya ulaşmamıştır.
- Bu nedenle, işletme kayıtlarında hasılat olarak doğmuş bir alacak bulunmamaktadır.
- Ödeme, ticari mal alımı için yapılmış olsa da, dolandırıcılık fiili nedeniyle bir maddi kayıp söz konusudur; bu durum “ticari alacak” niteliğinde değildir.
3. Vergi Usul Kanunu Açısından Değerlendirme
Bu tür ödemeler:
- Şüpheli alacak şartlarını taşımadığı için 323. madde kapsamında karşılık ayrılamaz.
- Çünkü ortada ticari bir alacak değil, dolandırıcılık nedeniyle uğranılan bir zarar vardır.
- Dolandırıcılık olayına ilişkin dava açılmış olsa bile, bu durum “ticari alacak davası” değil, cezai bir süreçtir.
4. Muhasebe ve Vergi Açısından Değerlendirme
- Bu tür kayıplar, “şüpheli alacak” olarak değil, zarar yazılacak gider olarak değerlendirilmelidir.
- Ancak zararın vergisel olarak kabul edilebilir gider sayılıp sayılmayacağı ayrıca incelenmelidir. Genel uygulamada, dolandırıcılık sonucu oluşan kayıplar kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınır.
Özet
Dolandırıcılık nedeniyle yanlış hesaba yapılan ödemeler, VUK 323 kapsamında şüpheli alacak sayılmaz. Çünkü bu tür ödemeler ticari kazancın elde edilmesi için doğmuş bir alacak niteliğinde değildir. İşletme açısından bu durum, ticari zarar mahiyetindedir ve vergisel açıdan gider yazılması mümkün olsa da genellikle KKEG olarak değerlendirilir.
Soru – Cevap Tablosu
Soru | Cevap |
---|---|
Dolandırıcılık nedeniyle yapılan ödeme şüpheli alacak mıdır? | Hayır, ticari alacak niteliği taşımadığı için şüpheli alacak sayılmaz. |
Şüpheli alacak için hangi şartlar aranır? | Hasılat kaydı olması, dava/ icra safhasına taşınması veya ödenmemiş küçük alacak olması. |
Yurt dışındaki korsan hesaba ödeme yapılması bu kapsama girer mi? | Hayır, bu durum ticari alacak değil, zarardır. |
Dolandırıcılık zararı vergi matrahından indirilebilir mi? | Genelde kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) sayılır. |
Şirket zararını kayıtlara nasıl alabilir? | Zarar hesabına alınabilir, ancak vergi açısından KKEG olarak dikkate alınır. |
Şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir mi? | Hayır, VUK 323 kapsamına girmez. |
Dava açılması sonucu değiştirir mi? | Hayır, çünkü dava alacak davası değil, ceza davasıdır. |
Dolandırıcılık zararı muhasebede hangi hesapta izlenir? | 689 “Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabında takip edilebilir. |
Hasılat kaydı olmayan ödemeler neden şüpheli alacak olmaz? | Çünkü şüpheli alacaklar ancak doğmuş ticari alacaklar için ayrılabilir. |
Vergi idaresinin görüşü nedir? | Bu tür ödemeler şüpheli alacak sayılmaz, karşılık ayrılamaz. |
ÖRNEK ÖZELGE
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü
Sayı | : | 67854564-105[1741-6392]-E.166365 | 17.06.2020 | |
Konu | : | Yurt dışında mukim firmaya ödenmesi gereken fatura bedelinin dolandırılmak suretiyle başka kişi ya da kişilere ödenmesi halinde şüpheli alacak karşılığı. | ||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden;
– Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren … isimli şirketten ticari mal alımında bulunmak üzere şirketin pazarlama bölümünün ilgili kişisiyle mail yoluyla yazışma yaptığınız,
– 7/4/2018 tarihinde satıcı firmanın mail adresinin internet korsanı/korsanları (hacker/hackers) tarafından değiştirilerek kurumunuzla iletişime geçildiği, … isimli şirket tarafından gönderilen faturanın üzerinde ilgili korsanlarca banka bilgilerinde değişiklik yapılmak suretiyle tarafınıza iletildiği,
– İnternet korsanı/korsanları tarafından gönderilmiş yurt dışı hesap numarasına 66.216.-Amerikan Doları tutarında ödemeyi gerçekleştirdiğiniz,
– Bu durumun anlaşılması üzerine 20/4/2018 tarihinde Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne giderek şikayette bulunduğunuz, akabinde Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuz, ayrıca USA New York da yer alan Ticari Ateşeliğe de konuyla ilgili mail gönderdiğiniz,
– Olayla ilgili olarak Türkiye’de yapılması gereken yasal başvuruların yapıldığı, nitelikli dolandırıcılık olayı yaşanmasından ve sürecin de devam etmesinden dolayı, yapılan 66.216.-Amerikan Doları ödemenin şüpheli alacak statüsünde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği
anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323 üncü maddesinde, “Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu bağlamda, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticareti yapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir.
Buna göre, somut durumda, özelge talep formunda belirtilen ödemenin, ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili olmaması ve hasılat kaydedilen ticari bir alacak vasfı da taşımaması nedenleriyle, Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesi kapsamında şüpheli alacak uygulamasına konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.