Türkiye’de döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılan mal ve hizmet alım-satımlarında, teslim ile ödemenin yapıldığı tarih arasında kur değişimlerinden kaynaklanan farklar sıkça gündeme gelmektedir. Bu yazıda, kur farklarının Katma Değer Vergisi (KDV) karşısındaki durumu, fatura düzenleme yükümlülükleri ve Vergi Usul Kanunu (VUK) yönünden değerlendirilmesi ele alınmaktadır.


Kur Farklarının KDV Yönünden Değerlendirilmesi

3065 sayılı KDV Kanunu’na göre Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen teslim ve hizmetler KDV’ye tabidir.

  • Matrahın Tanımı: Kanunun 20. maddesi uyarınca, teslim ve hizmetlerde matrah, işlemin karşılığını oluşturan bedeldir. Bu bedel; para, mal veya hizmet şeklinde sağlanan menfaatleri kapsar.
  • KDV Matrahına Dahil Unsurlar: Kanunun 24/c maddesine göre vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi ek gelirler de KDV matrahına dahil edilir.

KDV Genel Uygulama Tebliği’ne göre, dövizli işlemlerde ödeme teslim tarihinden sonra yapılırsa satıcı lehine doğan kur farkları KDV’ye tabidir. Bu farklar için, işlem tarihinde geçerli oran üzerinden KDV hesaplanır.

Örneğin;

  • Mal bedeli: 1.000 USD
  • Teslim tarihi kuru: 40 TL → 40.000 TL
  • Ödeme tarihi kuru: 41 TL → 41.000 TL
  • Kur farkı: 1.000 TL
  • KDV (%20): 200 TL

Bu durumda satıcı, kur farkı için ayrı bir fatura düzenler ve KDV hesaplar. Eğer kur farkı alıcı lehine oluşmuşsa, alıcı tarafından satıcıya fatura düzenlenir.

Önemli Not: Yıl sonu ve geçici vergi dönemlerinde değerleme sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.


Vergi Usul Kanunu (VUK) Yönünden Kur Farkları

VUK hükümleri, kur farklarının muhasebeleştirilmesi ve faturalandırılmasına ilişkin çerçeveyi belirler:

  • Defter ve Kayıtlar: VUK’un 215. maddesine göre defterler Türk Lirası üzerinden tutulmalıdır. Ancak cari hesapların döviz bazında takibi mümkündür.
  • Fatura Düzeni: 229. maddeye göre fatura, satılan mal veya yapılan hizmetin bedelini göstermek üzere düzenlenir. Kur farkı da bu kapsamda ayrıca faturalandırılmalıdır.
  • Değerleme Kurları: 280. maddeye göre yabancı paralar Merkez Bankası’nın ilan ettiği kurlarla değerlenir. Dövizli borç veya alacakların TL karşılığı bu kurlara göre belirlenir.

Netleştirme Uygulaması Mümkün mü?

Aynı vergilendirme döneminde, aynı müşteri veya tedarikçiyle yapılan işlemler sonucunda ortaya çıkan lehte ve aleyhte kur farklarının netleştirilerek tek fatura düzenlenmesi mümkün değildir.

Her bir kur farkı için ayrı ayrı fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Yani, satıcı lehine kur farkı oluştuğunda satıcı; alıcı lehine kur farkı oluştuğunda ise alıcı fatura düzenlemekle yükümlüdür.


Sonuç

Kur farkları, asıl işlemin bir uzantısı niteliğinde olmakla birlikte, KDV’ye tabi olup fatura ile belgelendirilmek zorundadır. Uygulamada mükelleflerin dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır:

  1. Kur farkları için mutlaka fatura düzenlenmelidir.
  2. Faturalarda, işlem tarihinde geçerli KDV oranı uygulanmalıdır.
  3. Netleştirme yöntemi kullanılamaz, her bir kur farkı ayrı ayrı faturalandırılmalıdır.
  4. Yıl sonu değerlemelerinde oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

Soru-Cevap (10 Soru & 10 Cevap)

S1: Kur farkları KDV’ye tabi midir?
C1: Evet, dövizli işlemlerde ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabidir.

S2: Kur farkı faturası kim tarafından düzenlenir?
C2: Kur farkı satıcı lehine ise satıcı, alıcı lehine ise alıcı fatura düzenler.

S3: Kur farklarında hangi KDV oranı uygulanır?
C3: Teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte geçerli olan KDV oranı uygulanır.

S4: Yıl sonu değerleme kur farkları için KDV hesaplanır mı?
C4: Hayır, yıl sonu değerlemelerinde oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

S5: Kur farkı nasıl hesaplanır?
C5: Teslim tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark esas alınır.

S6: Dövizli borç TL olarak ödenirse hangi kur dikkate alınır?
C6: Merkez Bankası’nın ödeme günü için ilan ettiği döviz alış kuru esas alınır.

S7: Kur farkları için netleştirme yapılarak tek fatura düzenlenebilir mi?
C7: Hayır, lehte ve aleyhte kur farkları ayrı ayrı faturalandırılmalıdır.

S8: Kur farkı KDV matrahına nasıl dahil edilir?
C8: Mal veya hizmet bedeline isabet eden kur farkı matraha dahil edilir, KDV’nin kur farkı dahil edilmez.

S9: Kur farkı faturası hangi tarihte düzenlenmelidir?
C9: Ödemenin yapıldığı tarihte kur farkı oluştuğunda fatura düzenlenir.

S10: Kur farkı defterlere nasıl kaydedilir?
C10: VUK’a göre defterler TL üzerinden tutulur, ancak cari hesapların döviz bazında takibi mümkündür.

 


ÖRNEK ÖZELGE


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : 27575268-105[229-2019-289]-440343 28.09.2022
Konu : Kur farkında KDV uygulaması ile lehte veya aleyhte oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … faaliyetiniz gereği döviz cinsinden mal/hizmet alım ve satımı yapmanız nedeniyle, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan kur farkları için lehine kur farkı oluşan tarafından kur farkı tutarı üzerinden fatura düzenlendiği belirtilerek, aynı vergilendirme dönemi içinde, aynı müşteri veya tedarikçi ile yapılan mal alım/satım veya hizmet ifası nedeniyle lehte veya aleyhte oluşan kur farklarının netleştirilerek, net kur farkı üzerinden lehine kur farkı oluşan tarafından tek bir fatura düzenlenip düzenlenemeyeceği ile oluşan kur farklarının KDV karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

– 24 üncü maddenin (c) bendinde, vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler toplamının KDV matrahına dahil olduğu

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Kur Farkları” başlıklı (III/A-5.3.) bölümünde;

“Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Buna göre, matraha dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları dikkate alınır, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları matraha dahil edilmez.

Örnek: (A) Ltd. Şti., (B) A.Ş.’ye mal tesliminde bulunmuş, bu teslime ilişkin 1.000 Dolar üzerinden 180 Dolar KDV hesaplamıştır. Teslim tarihinde döviz kuru 4 TL iken 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında döviz kuru 4,40 TL olmuştur.

Buna göre, teslime konu malın bedeli 1.000 Dolar üzerinden ortaya çıkan kur farkı 400 TL [(4,40-4)x1.000] olup, bu fark üzerinden 72 TL KDV hesaplanacaktır.

(A) Ltd. Şti. tarafından, (B) A.Ş.’ye düzenlenecek kur farkı faturasında; matrah 400 TL, hesaplanan KDV ise 72 TL olacaktır.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlendiği satışlar nedeniyle vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında lehe veya aleyhe oluşan kur farkları üzerinden kural olarak KDV hesaplanması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu Yönünden:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 215 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının zorunlu olduğu; kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılacağı; belgelerin Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebileceği; ilgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye’ye ayrılan ödenmiş sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40’ı ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kişilere ait olan işletmelere, kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına Cumhurbaşkanınca izin verilebileceği,

– 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

– 229 uncu maddesinde faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutma mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutma mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları

hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 280 inci maddesinde de yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı; bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu hüküm altına alınmış olup, 130 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 217 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların yapılacak değerlemede esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabiidir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; fatura düzenleme tarihinden, ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar alıcı lehine oluşan kur farkları için alıcı tarafından satıcıya, alıcı aleyhine oluşan kur farkları için ise satıcı tarafından alıcı adına fatura düzenlenmesi, kur farkının hesaplanmasında kayıtlara ilgili borcun kaydedildiği kur ile ödemenin yapıldığı günkü kur arasındaki farkın esas alınması, dövizli borca karşılık Türk Lirası cinsinden ödeme yapılmış ise Merkez Bankası tarafından ilan edilen ilgili kur dikkate alınmak suretiyle döviz cinsinden yapılan ödeme tutarının belirlenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 215 inci maddesinde sayılan haller dışında, defter kayıtlarının Türk Lirası olarak tutulması gerektiği tabii olup ancak cari hesap vb. yardımcı hesapların haricen ilgili döviz cinsinden takibi mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, kur farkları asıl işleme bağlı bir unsur olduğundan, aynı vergilendirme dönemi içinde, aynı müşteri veya tedarikçi ile yapılan mal alım/satım veya hizmet ifaları karşılığında düzenlenen birden fazla fatura bedelinin aynı tarihte ödenmesine bağlı olarak, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile söz konusu fatura bedellerinin tahsil edildiği tarih arasında lehte veya aleyhte oluşan kur farklarının, alıcı ve satıcı tarafından karşılıklı netleştirilmek suretiyle lehine kur farkı oluşan mükellef tarafından tek bir fatura düzenlenmesi suretiyle yerine getirilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

Önceki Yazılar