1- VERGİLENDİRME
Dijital platformlar aracılığıyla yürütülen anket faaliyetleri, klasik ticari faaliyetlerden farklı olarak üç aktörü aynı akışta buluşturmaktadır: anket hizmetini satın alan müşteri şirket, bu hizmeti organize eden platform niteliğindeki ana şirket ve sahada veya cep telefonu uygulaması üzerinden veri toplayan çok sayıdaki anketör. Vergisel tartışmanın doğduğu yer, bu üçlü yapının para akışı ile belge akışının birbirine nasıl bağlanacağı sorusudur.
Özelgede incelenen şirket; internet ve cep telefonu uygulaması üzerinden firmalara anket hizmeti sattığını, örnek olarak bir müşteriden alınan 10.000 TL’lik anket hizmeti bedelinin tahsil edildiğini, bu tutarın şirket tarafından anket yapan vergi mükellefi olmayan yaklaşık 1.500–2.000 kişiye dağıtıldığını ve bu işten şirketin brüt 3.000 TL komisyon elde ettiğini bildirmiştir. Şirket, KDV’nin 10.000 TL’lik toplam bedel yerine sadece 3.000 TL komisyon tutarı üzerinden hesaplanıp hesaplanamayacağını, dağıtılan 7.000 TL’nin tek gider pusulası ile topluca belgelendirilip belgelendirilemeyeceğini ve yapılan ödemelerin stopaja tabi olup olmayacağını sormuştur.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen özelgede, söz konusu tutarların vergilendirilmesine ilişkin bütün ayırımlar olayın hukuki niteliğinden yola çıkılarak üç eksen üzerinde cevaplanmıştır:
- Ticari kazancın mahiyeti ve stopaj yükümlülüğü (GVK – KVK yönü)
- Teslim ve hizmette vergileme (KDV yönü)
- Belge düzeni (VUK yönü)
Bu blog yazısı, özelgedeki olaydan ayrılmadan, konuyu uygulama akışı mantığı ile ve iki ayrı teknik ihtimal (anketörlerin anket yapan firmaya bağımlılıkları var veya bağımlılıkları yok) birlikte gösterilerek açıklamaktadır.
2- ANKET HİZMETİNDE GELİRİN NİTELENDİRİLMESİ VE KDV MATRAHI
Özelgede getirilen temel yaklaşım kesindir:
Anket hizmetine ilişkin müşteriden tahsil edilen 10.000 TL’nin tamamı, platform tarafından verilen hizmetin karşılığıdır ve KDV matrahı bu tutarın tamamıdır.
Bu yaklaşımın dayanağı, platformun müşteriyle kurduğu hukuki ilişkidir. Müşteri, anketörlere yapılan ödemeyi değil, anket sonucunu satın almaktadır. Dağıtım niteliğini değiştirici değildir; şirketin üçüncü kişilere yaptığı ödemeler, matrahı daraltıcı “emanet” veya “vekalet” niteliğinde kabul edilmemiştir.
Dolayısıyla:
- KDV 3.000 TL komisyon üzerinden değil, 10.000 TL toplam bedel üzerinden hesaplanır.
- Şirketin anket yapanlara yaptığı ödemeler, KDV matrahından indirilemez.
Bu yaklaşım, mali idare tarafından yerleşik görüş olarak sürdürülmektedir. Blog yazısının geri kalanındaki akış da bu veri üzerine kuruludur.
3- ANKETÖRLERE ÖDEMEDE İKİ AYRI REJİM: “BAĞIMLILIK VAR” VE “BAĞIMLILIK YOK”
Özelge, anketörlere yapılan ödemelerin vergilendirilmesinde iki ayrı rejim öngörür ve sonuç bunlara göre tamamen değişir. Bu iki rejim birbirinden bağımsızdır ve karıştırılmamalıdır.
3.1. SENARYO A — Bağımlılık YOK, Esnaf Muafı Değil (Tipik Anket Platformu Modeli)
- Anketörler şirketle iş sözleşmesi ile bağlı değildir.
- Vergi mükellefiyeti yoktur.
- Esnaf muaflığından yararlanma şartları sağlanmıyordur.
- Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre bu kategoriye girenler için stopaj yükümlülüğü doğuracak bir hüküm yoktur.
Bu halde sonuç:
Gider pusulası düzenlenir ve Stopaj yapılmaz.
Bu kişilere yapılan ödeme gider pusulası ile belgelendirilir.
Ancak kritik kayıt:
Gider pusulası toplu düzenlenemez.
Her kişi için AYRI ayrı düzenlenmelidir.
3.2. SENARYO B — Bağımlılık VAR (Hizmet Sözleşmesi ve Hiyerarşik Bağ Varsayımı)
- Anketörler şirketin direktifleriyle hareket ediyor ve iş ilişkisi altında
- Hizmet (iş akdi) sözleşmesine dayanarak çalışıyor
- Bağımlılık koşulları GVK 61 anlamında “ücret” doğuruyor
Bu halde sonuç:
Bu ödemeler “ücret”tir.
Stopaj bordro üzerinden yapılır.
KDV doğmaz; çünkü ücret KDV’nin konusuna girmez.
Bu iki ayrım, işletmenin hukuki pozisyonunu belirler; karışması halinde hem yanlış belge düzeni hem yanlış vergileme ortaya çıkar ve bu da cezalı tarhiyata konu olabilir.
4- ESNAF MUAFI VE BASİT USUL ARAYA GİRERSE
Eğer şirket, anketleri esnaf muaflığından yararlanan kişilere yaptırırsa:
- Ödeme gider pusulası ile belgelendirilir
- Gelir Vergisi Kanunu 94/13 uyarınca %10 stopaj yapılır
- Bu hizmetler KDV’den istisnadır
Eğer basit usulde mükellef birine yaptırılırsa:
- Stopaj? Hayır
- KDV? İstisna
- Belge? Gider pusulası
5- BELGE DÜZENİ: HATALI SEÇİM DOĞRUDAN TARHIYATA YOL AÇAR
Vergi Usul Kanunu bakımından üç farklı belge seti söz konusu olabilir ve seçim, yukarıda açıklanan hukuki statüye göre yapılır:
(1) Müşteriye — Fatura
Şirket, anket hizmetinin tamamlanmasından itibaren 7 gün içinde anketi satın alan müşteriye 10.000 TL + KDV üzerinden fatura düzenlemek zorundadır.
(2) Anketörlere — Bağımlılık VARSA → Ücret Bordrosu
Hizmet sözleşmesi ve emir-talimat ilişkisi varsa gider pusulası YANLIŞ belgedir; ücret bordrosu tutulur.
(3) Anketörlere — Bağımlılık YOKSA → Gider Pusulası
Vergiden muaf veya vergi mükellefi olmayan kişilere yapılan hizmet ödemeleri için gider pusulası düzenlenir.
Ve özelgede altı çizilen en kritik cümle:
Gider pusulasının toplu düzenlenmesi kanunen mümkün değildir. Gider pusulasında yer alması gereken bilgileri içeren banka dekontları da gider pusulası yerine geçmektedir.
Yani 1.500–2.000 kişi için tek excel ekli tek pusula düzenlenmesi hukuken YANLIŞTIR.
Bu yanlışlık doğrudan usulsüzlük cezası + reddedilen gider + cezalı tarhiyat sonucuna yol açabilir.
6- UYGULAMA AKIŞI MODELİ (SENARYO BİRLEŞTİRME)
Özelgeye bağlı kalarak işlem şu sırayla yürütülmelidir:
- Müşteri, anket hizmeti satın almak üzere toplam 10.000 TL + KDV öder
- Şirket hizmeti tamamlar ve 10.000 TL + KDV tutarında fatura düzenler
- Anket yapanlara ödemeler yapılırken statü ayrımı yapılır:
-Hizmet sözleşmeli – bağımlılık varsa → ücret bordrosu
-Esnaf muafı ise → gider pusulası + %10 stopaj
-Vergi mükellefi değil ve muaf değilse → gider pusulası, stopaj yok
-Basit usulde ise → gider pusulası, KDV istisna, stopaj yok - Her bir kişi için gider pusulası ayrı ayrı düzenlenir
- Şirket elde ettiği kazancı kurum kazancı olarak beyan eder
- KDV indirim hakları KDV Kanunu 29 ve 34 uyarınca yürürlükte kalır
7- SONUÇ
Dijital anket platformu modelinde vergilendirme sorununu doğuran unsur, işlemin teknik yapısından değil, işlemin belgelendirme ve statü tespiti sırasında yapılan hatalardan kaynaklanmaktadır. Özelge, matrahın tamamı üzerinden KDV hesaplanmasını açıkça emredici tonda belirlemiştir; dağıtımın mahiyeti matrahı daraltıcı unsur değildir.
Ayrıca gider pusulasının toplu düzenlenememesi kuralı, uygulamada en çok ihlal edilen norm olup, geriye dönük incelemelerde tespit edildiğinde otomatik cezalı tarhiyata dönüşen tipik konulardandır.
Bu sebeple süreç; sözleşme düzeni, iş modeli, KDV kurgusu, stopaj yükümlülüğü ve belge düzeni aynı hizada tasarlanmadan işletildiği her durumda risk üretir. Bu tip dijital hizmet modellerinde vergi güvenliğinin sağlanması, beyan aşamasından önce iş akış şemasının hukuki çerçeveye göre yeniden kalibre edilmesiyle mümkündür. Aksi halde uyuşmazlık doğduğunda savunma imkânı son derece zayıflar.
Özelgedeki Somut Olayla İlgili 10 Soru – 10 Cevap
| Soru | Cevap |
|---|---|
| Anket hizmetinde KDV matrahı nasıl belirlenir | Müşteriden tahsil edilen toplam bedelin tamamı üzerinden KDV hesaplanır |
| İnternetten verilen anket hizmeti belge düzeni nasıldır | Müşteriye fatura, anketöre durumuna göre gider pusulası veya ücret bordrosu düzenlenir |
| Gider pusulası toplu düzenlenebilir mi | Hayır, her kişi için ayrı gider pusulası düzenlenmesi zorunludur |
| Bağımlılık varsa anketöre yapılan ödeme ne sayılır | Ücret sayılır ve bordro ile kayda alınır |
| Esnaf muaflığı olan anketöre ödeme nasıl vergilendirilir | Gider pusulası ile %10 stopaj yapılır, KDV istisnadır |
| Vergi mükellefi olmayan anketöre stopaj yapılır mı | Esnaf muafı değilse stopaj yapılmaz |
| Dijital anket geliri kurumlar vergisine tabi midir | Evet, elde edilen kazanç kurum kazancı olarak beyan edilir |
| KDV indirimi hangi şartla mümkündür | Belgelerde KDV ayrıca gösterilmiş ve deftere kaydedilmiş olmalıdır |
| Anket hizmetinde komisyon mu yoksa toplam bedel mi matrah alınır | Özelgeye göre toplam bedel matrah alınır |
| Yanlış belge düzeni ne risk doğurur | Cezalı tarhiyat, gider reddi ve usulsüzlük cezası riski doğurur |
ÖRNEK ÖZELGE
| T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü |
||||
| Sayı | : | 11395140-105[229-2015/VUK-1-19243]-218104 | 21.07.2017 | |
| Konu | : | İnternet üzerinden verilen anket hizmetinin vergilendirilmesi ve belge düzeni. | ||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden, şirketinizin cep telefonu uygulamaları (internet) yoluyla firmalara komisyon karşılığı anket hizmeti vereceği, örneğin X firmasınca, şirketinizden 10.000 TL tutarında anket satın alınması halinde X firması tarafından 10.000 TL’nin banka hesabınıza gönderileceği, söz konusu tutarın şirketinizce vergi mükellefi olmayan anketörlere dağıtılacağı ve şirketinizin söz konusu hizmetten elde edeceği gelirin 3.000 TL olacağından bahisle 10.000 TL’lik tutar için KDV’siz fatura düzenlenip düzenlenemeyeceği, 10.000 TL’nin anketi yapacak (sistemi cep telefonuna indirip anket yapanlar) vergi mükellefi olmayan yaklaşık 1.500-2.000 kişiye dağıtırken ankete katılanların excel listesinin ekleneceği bir adet gider pusulası ile belgelendirilip belgelendirilemeyeceği ile bahse konu hizmetin vergilendirilmesi hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
I- GELİR VERGİSİ VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükümlerine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, ticaret ve sanat erbabından maddede yazılı şekil ve suretle çalışanların gelir vergisinden muaf olduğu, söz konusu fıkranın 1 numaralı bendinde, motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenlerin (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç), muafiyetten faydalanacağı, anılan maddenin ikinci fıkrasında; ticari, zirai veya mesleki kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olanlar ile maddede sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacağı, aynı maddenin son fıkrasında ise bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulünün olmadığı belirtilmiştir.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden;
a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (6) ve (8) numaralı bentlerinde yer alan emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden %2,
…
d) Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için % 10
oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, Kanunun 61 inci maddesinde de “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından cep telefonu uygulamaları yoluyla firmalara verilen anket hizmetinin;
– Anketörlük faaliyetinin şirketinize bağlılık arz edecek şekilde anketörlere hizmet sözleşmesine istinaden yaptırılması halinde, bu iş karşılığı elde edilen gelirin ücret olarak değerlendirilmesi,
– Esnaf muaflığı kapsamında bulunan kişilere yaptırılması halinde, bu kapsamda yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 13/d bendi uyarınca %10 oranında vergi tevkifatı yapılması,
– Esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefi olmayan anketörlere yaptırılması halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan yapılan hizmet alımları için tevkifat yapılacağına dair hüküm bulunmadığından bunlara yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması
gerekmektedir.
Diğer taraftan, şirketiniz tarafından firmalara verilen anket hizmetine ilişkin elde edilen kazancın kurum kazancı olarak beyan edilmesi gerektiği tabiidir.
II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun,
– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
– 17/4-a maddesinde, Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna edildiği,
– 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil unsurlardan olduğu,
– 29/1 inci maddesinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,
– 29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,
– 34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre;
– Anket hizmeti karşılığında müşterilerden alınan bedelin tamamının şirketiniz tarafından verilen hizmetin karşılığını oluşturan bedel sayılması ve KDV’nin bu bedel üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
– Anketörlük faaliyetinin şirketinize bağlılık arz edecek şekilde, hizmet sözleşmesine bağlı olan anketörler tarafından verilmesi halinde, bu hizmet karşılığında anketörlerce ücret geliri elde edileceğinden, bu çerçevede anketörlerce verilen hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir.
– Anketörlük hizmetinin, Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen anketörler tarafından verilmesi halinde, bu hizmetler KDV’den istisnadır.
– Anketör olarak faaliyet gösteren kişilerin, faaliyetlerini ticari organizasyon içerisinde ve devamlılık arz edecek şekilde yürütmeleri halinde, bunlar tarafından verilen anketörlük hizmetleri KDV’ye tabi olduğundan, şirketinize verilen bu hizmet nedeniyle anketörler tarafından düzenlenecek faturada hesaplanan KDV’nin, şirketinizce indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
– 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.“,
– 234 üncü maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zâti eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.
Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.“,
– 238 inci maddesinde “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.
Ücret bordrolarına en az aşağıdaki malûmat yazılır.
1. Hizmet erbabının soyadı, adı; ücretin alındığına dair imzası veya mührü (Ücretin ödenmesinde ayrıca makbuz alan işverenlerin tutacakları ücret bordrosuna imza veya mühür konulması mecburi değildir.);
2. Varsa vergi karnesinin tarih ve numarası;
3. Birim ücreti (Aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti);
4. Çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre;
5. Ücret üzerinden hesaplanan vergilerin tutarı.
Bordronun hangi aya ait olduğu baş tarafından gösterilir. Bir aya ait bordro ertesi ayın yirminci gününe kadar hazırlanıp tarihlenerek, müessese sahibi veya müdürü ile bordroyu tanzim eden memur tarafından imzalanır.
İş verenler ücret bordrolarını, yukarıdaki esaslara uymak şartıyla diledikleri şekilde tanzim edebilirler.“
hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca 225 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider pusulalarında, işin mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı, toplamı, tevkif edilen vergi oranı ve net tutarı; işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde unvanları) adresleri, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu itibarla;
– Şirketinizce ifa edilen anket hizmetine ilişkin olarak, hizmetin tamamlanmasından itibaren yedi gün içerisinde müşterileriniz adına fatura,
– Anketörlük faaliyetinin, şirketinize bağlılık arz edecek şekilde anketörlere hizmet sözleşmesine istinaden yaptırılması halinde, bunlara yapılan ödemeler için ücret bordrosu,
– Anketörlük hizmetinin, vergi mükellefi olmayan anketörlere yaptırılması halinde ise, bu kişilere yapılacak ödemeler için şirketinizce gider pusulası
düzenlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, gider pusulasının toplu olarak düzenlenmesi Kanunen mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.





