Yabancı Para Çeklerinde Kur Farkı ve Vergisel Boyutu
Giriş
Türkiye’de ticaret hayatında döviz cinsinden yapılan işlemler sıkça karşılaşılan bir durumdur. Satışların TL cinsinden faturalandırılmasına rağmen ödemelerin döviz bazlı çeklerle yapılması, kur farkı doğurabilmektedir. Bu farkın nasıl muhasebeleştirileceği ve fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği konusu mükellefler açısından önem taşımaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verdiği özelgede bu husus ayrıntılı biçimde açıklığa kavuşturulmuştur.
Vergi Usul Kanunu Çerçevesinde Kur Farkı
213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’a göre:
- Yabancı para cinsinden alınan veya verilen çekler, değerleme günlerinde 280. madde uyarınca döviz kuru üzerinden değerlenir.
- Bu değerleme sonucunda oluşan kur farkları, gelir veya gider olarak kaydedilir.
- Ancak bu işlem, bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından, kur farkı için ayrıca fatura düzenlenmesine gerek yoktur.
Fatura Düzeni ve Kur Farkı
Somut olayda, satış TL üzerinden faturalandırılmış, ödeme ise döviz cinsinden çekle yapılmıştır. Bu durumda:
- Çek verildiği tarihteki kur ile ödemenin tahsil edildiği tarihteki kur arasında fark oluşur.
- Lehte kur farkı satıcı lehine gelir olarak kaydedilir ve bu fark için alıcıya fatura düzenlenmesi gerekir.
- Aleyhte kur farkı ise alıcı lehine gider olarak dikkate alınır ve bu durumda alıcı tarafından satıcıya fatura düzenlenmesi gerekir.
Böylece, taraflar arasında oluşan kur farkı ticari işlemden bağımsız bir gelir-gider unsuru olarak kayıt altına alınır.
Sonuç
- Yabancı para cinsinden alınan çekler için değerleme yapılması zorunludur.
- Değerleme sonucu ortaya çıkan kur farkları gelir veya gider hesabında dikkate alınır.
- Kur farkları, değerleme günlerinde hizmet veya teslimin karşılığı olmadığından fatura düzenlenmesi gerekmez.
- Ancak TL fatura düzenlenip dövizle ödeme yapılması halinde, kur farkları için taraflar arasında karşılıklı fatura düzenlenmesi gerekir.
Soru ve Cevaplar
1. Döviz cinsinden alınan çekler nasıl değerlenir?
Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesine göre borsa rayici veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen kur üzerinden değerlenir.
2. Kur farkı için fatura düzenlemek gerekir mi?
Eğer kur farkı sadece değerlemeden kaynaklanıyorsa fatura düzenlenmez.
3. TL fatura düzenlenip dövizle ödeme yapılırsa ne olur?
Bu durumda lehte ve aleyhte kur farkı için taraflar arasında fatura düzenlenebilir.
4. Kur farkı gelir midir?
Evet, satıcı lehine oluşan kur farkı gelir olarak kaydedilir.
5. Kur farkı gider midir?
Evet, alıcı lehine oluşan kur farkı gider olarak dikkate alınır.
6. Kur farkı KDV’ye tabi midir?
Kur farkı, teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV’ye tabi değildir.
7. Dövizli işlemlerde hangi kur dikkate alınır?
İlgili alacağın kayda alındığı kur ile ödemenin yapıldığı tarihteki kur arasındaki fark esas alınır.
8. Döviz çekinin tahsilinde zarar doğarsa ne yapılır?
Aleyhte fark gider olarak kaydedilir ve alıcı tarafından fatura düzenlenebilir.
9. Döviz çekinin tahsilinde kazanç doğarsa ne yapılır?
Lehte fark gelir olarak kaydedilir ve satıcı tarafından fatura düzenlenebilir.
10. Kur farkı muhasebesi hangi hesaplarla ilişkilendirilir?
Gelir veya gider hesapları ile ilişkilendirilerek dönem kazancına dahil edilir.
ÖRNEK ÖZELGE
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları, Usul Ve Tahsilat Grup Müdürlüğü
Sayı | : | 95462982-105[VUK.ÖZLG-2018-83]-99508 | 08.05.2023 | |
Konu | : | Yabancı para üzerinden alınan çekin tahsil edildiği günde oluşan kur farkı hk. | ||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; naylon torba imalatı ve ambalaj malzemeleri toptan satışı işi ile iştigal ettiğinizi, TL üzerinden yapılan ve faturası da TL üzerinden düzenlenen mal satışınıza ilişkin olarak alıcı firmadan cari hesap borcuna karşılık yabancı para üzerinden çek aldığınızı, düzenlenen çekin vadesi geldiğinde lehinize kur farkı oluştuğunu belirterek, oluşan kur farkı için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenecek ise kur farkı faturasının kim tarafından düzenleneceği konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
– 227 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.“,
– 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.“,
– 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “5. Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev’i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli,faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.“,
– 232 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Fatura kullanma mecburiyeti” başlıklı 232 nci maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa
Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
…”
hükümleri yer almaktadır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 258 inci maddesine göre değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir. Mezkur Kanunun 260 ıncı maddesi uyarınca da değerlemede, iktisadi kıymetlerden her biri tek başına nazara alınır. Değerleme ölçüleri ise aynı Kanunun 261 inci maddesinde tespit edilmiş olup, bu değerleme ölçüleri; maliyet bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, mukayyet değer, itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel, emsal bedeli ve ücreti ile alış bedelidir.
Ayrıca, mezkur Kanunun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı; bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, Vergi Usul Kanunu uygulamasında, yabancı para cinsinden alınan/verilen çekler hesaplarının, değerleme günlerinde, Kanunun 280 inci maddesindeki esaslar doğrultusunda yabancı para değerlemesine tabi tutulması ve bu değerleme sonucunda ortaya çıkan kur farkının, gelir veya gider olarak dikkate alınarak dönem kazancıyla ilişkilendirilmesi gerekmekte olup, bir teslim veya hizmetin karşılığı olmayan bu değerleme işlemi sonucu oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Ayrıca, somut olayda, faturanın TL olarak düzenlenmesi, ödemenin ise döviz cinsinden çek ile yapıldığı dikkate alındığında, döviz cinsinden çekin verildiği tarihten, ödemenin yapıldığı tarihe kadar satış işlemi yapan şirketiniz lehine oluşan kur farkı için şirketiniz tarafından alıcı durumunda olan şirket adına, aleyhte oluşan kur farkı için ise alıcı şirket tarafından şirketiniz adına fatura düzenlenmesi ve kur farkının hesaplanmasında kayıtlarınıza ilgili alacağın kaydedildiği kur ile ödemenin yapıldığı günkü kur arasındaki farkın esas alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.