Çalışanların sosyal güvenlik hakları kapsamında yararlandığı doğum borçlanması, emeklilik süresini uzatma amacıyla yapılan önemli bir uygulamadır. Ancak doğum borçlanmasına ait ödenen primlerin, gelir vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği konusu sıkça merak edilmektedir. Bu yazıda, çalışanın işe başlamadan önce yaptığı doğum borçlanması ödemelerinin, ücret matrahı açısından nasıl değerlendirileceğini açıklıyoruz.


Doğum Borçlanması Nedir?

Doğum borçlanması, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında kadın çalışanlara tanınan bir haktır. Ücretsiz doğum veya analık izni süresince sigortalı sayılmayan kadın çalışanlar, belirli şartlar altında bu süreleri borçlanarak emekliliklerine saydırabilirler. Borçlanma tutarı, belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırları arasında, çalışanın belirleyeceği günlük kazancın %32’si oranında hesaplanır.

Doğum Borçlanması Primlerinin Vergisel Durumu

Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesi uyarınca, çalışanın gerçek safi ücretinin belirlenmesinde bazı ödemeler gider olarak dikkate alınabilir. Bunlardan biri de Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan prim ödemeleridir. Ancak burada kritik bir ayrım söz konusudur:

Primlerin, çalışanın ücret aldığı dönemde ödenmesi gerekir.

111 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne göre; çalışanın, çalışmakta olduğu dönem içinde yaptığı borçlanma ödemeleri, gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilir. Ancak işe başlamadan önce yapılan ve çalışılan dönemle ilişkisi olmayan ödemeler bu kapsamda değerlendirilmez.

Uygulamada Nasıl Bir Yol İzlenir?

Şirketinize yeni başlayan bir personel, daha önceki yıllarda doğum borçlanması yapmış ve buna ait prim ödemesini gerçekleştirmiş olabilir. Ancak bu ödeme, çalışmaya başlamadan önce yapıldıysa, artık ücret matrahından indirilemez. Çünkü Gelir Vergisi Kanunu’nun amacı, çalışanın fiilen çalıştığı dönemde elde ettiği gelirle bağlantılı olarak yapılan prim ödemelerini desteklemektir.

Dolayısıyla, geçmişte yapılan ve çalışılan dönemi kapsamayan doğum borçlanması ödemeleri, gelir vergisi matrahında indirim olarak dikkate alınamaz.


Sonuç

Çalışanların doğum borçlanması hakkı sosyal güvenlik sistemi açısından önemli bir düzenlemedir. Ancak bu borçlanmaya ait ödemelerin, çalışanın işe başlamadan önce yapılmış olması halinde, vergi matrahında herhangi bir indirim hakkı doğmaz. Şirketler ve muhasebe birimleri, bu ayrımı doğru yaparak yasal yükümlülüklerini yerine getirmelidir.


ÖRNEK ÖZELGE


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı : 11355271-120.03.06[63-2019/2]-E.23676 16.06.2020
Konu :  Çalışanın, işe başlamadan önce ödediği doğum borçlanmasına ait primlerin, ücret matrahından indiriminin yapılamayacağı hk.
İlgi : 22/01/2019 tarihli özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, işyerinizde çalışmaya başlamadan 3 yıl önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun ilgili hükmü uyarınca doğum borçlanmasını ve ödemesini yapan çalışanınızın, doğum borçlanması ile ilgili olarak ödediği primlerin, ücret matrahından indirimini talep ettiğini belirterek, çalışmaya başlamadan önce yapılan ödemelerin gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücretin tarifi yapılmış olup, 63 üncü maddesinde de “Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.

2- Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler,

…” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan 111 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde konuyla ilgili olarak;

1- Emekli Sandığı ve Sosyal Sigorta Kurumlarına Ödenen Borçlanma Aidat ve Primleri:

Belli şartları taşıyan kimselerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz Emekli Sandıkları ve Sosyal Sigorta Kurumlarına, ödenen paralara aidat ve prim denilmekte ve bunlar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 63’üncü maddesindeki şartlarla, ücretin gerçek safi tutarının hesabında, gider olarak indirilmektedir.

Emekli Sandığı ve Sosyal Sigorta Kurumlarından, kanunla kurulmuş olanların üyelerine çeşitli kanunlarla, daha önceki dönemlerde ödenmemiş bulunan aidat veya primleri borçlanma suretiyle ödeme ve dolayısıyla emekliliğe esas alınacak hizmet sürelerini uzatabilme hakkı tanınmaktadır. Bunun için, kanunlarla belli edilen koşullar altında borçlanılan aidat ve primlerin, üyelerce ödenmesi zorunludur.

Bu ödemeler de Gelir Vergisi Kanunu’nun 63/2’nci maddesinde sayılan aidat ve primler niteliğindedir ve bunların da ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında gider olarak indirilmesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun lafzına ve ruhuna uygun görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle;

A- Emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi kanunen kabul edilmiş bulunan kurumlara, kanunlarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin miktarına ve nisbetine bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak nazara alınması;

B- Aidat toptan ödenmişse, ödenen tutara ulaşıncaya kadar bu miktarın ücretlerin vergiye tabi tutarından indirilmesi;

C- Ücretlerinin gerçek ve safi tutarlarının hesabında gider olarak indirilmek suretiyle vergi dışı bırakılmış olan aidat ve primlerini, türlü nedenlerle geri alan ve kendilerine toptan ödeme yapılanların, yeniden iştirakçi durumuna girmeleri nedeniyle ilgili kuruma peşin ya da borçlanma suretiyle iade ettikleri aidat ve primlerin tekrar gider olarak indirilmemesi gerekmektedir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigorta Kanununun “Sigortalıların borçlanabileceği süreler” başlıklı 41 inci maddesinde, “Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;

a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum yada analık izni süreleri,

kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.

Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür…” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ödenen sigorta primleri, hizmet erbabının ücretlerinin gerçek ve safi tutarlarının hesabında gider olarak indirilmesi mümkün olduğundan, defaten veya toplu halde ödenen sigorta primlerinin de ücretli olarak çalışılıyor ve ücret geliri elde ediliyor olunması halinde, ödendiği aydan başlamak üzere ücretlere ait gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, personelinizin şirketinizde çalışmaya başlamadan 3 yıl önce 5510 sayılı Kanunun 41 maddesi kapsamında ödediği doğum izin süresi borçlanma primlerinin, şirketiniz tarafından ödenen ücretlerin gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün değildir.

 


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit  veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.