Yoga eğitmenliği ve yaşam koçluğu yapanlar için vergilendirme esasları: Serbest meslek makbuzu, gelir beyanı ve KDV yükümlülüğü.
Türkiye’de serbest meslek faaliyetleri kapsamında çalışanlar için vergilendirme süreci sıkça kafa karıştırabiliyor. Özellikle yoga eğitmenliği, nefes koçluğu, farkındalık atölyesi gibi hizmetler sunan profesyonellerin vergi mükellefiyetinin nasıl şekillendiği merak konusu. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan resmi görüş, bu konuda netlik sağlıyor.
Yaşam Koçluğu ve Yoga Eğitmenliği Serbest Meslek Faaliyeti Sayılıyor
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. maddesi, serbest meslek kazancını tanımlarken şu üç kriteri vurgular:
- Sermayeden çok kişisel emek ön plandaysa,
- İş, mesleki bilgi ve ihtisasa dayanıyorsa,
- Kendi nam ve hesabına çalışılıyorsa,
bu faaliyetler serbest meslek kapsamına girer.
Yaşam koçluğu, yoga eğitmenliği, nefes terapisi gibi hizmetler genellikle bireyin bilgi ve uzmanlığına dayalı olarak yürütülür. Bu nedenle, sermaye yoğunluklu ticari faaliyetler değil, emek yoğun serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilir.
Fatura mı, Serbest Meslek Makbuzu mu?
Vergi Usul Kanunu’na göre, bir serbest meslek erbabı, sunduğu her hizmet karşılığında serbest meslek makbuzu düzenlemek zorundadır. Yani;
- Şahıs işletmeniz varsa ve yoga eğitimi veriyorsanız,
- Kendi adınıza bireysel danışmanlık yapıyorsanız,
serbest meslek makbuzu kesmeniz gerekir. Bu makbuzda stopaj, KDV ve brüt/net tutarlar doğru şekilde hesaplanmalıdır.
Serbest meslek mükelleflerinin nihai tüketicilere verdikleri hizmetler karşılığında düzenlenecek e-SMM’de stopaj hesaplanmayacak sadece KDV hesaplanacaktır.
Ticari Faaliyetle Karıştırılmamalı
Birçok kişi, eğitimlerini genişletip yoga stüdyosu açtığında ya da ürün satışı yaptığında ticari faaliyete geçmiş olur. Bu durumda ise vergi yükümlülüğü ticari kazanç yönünden değerlendirilir. Ancak bireysel olarak, sadece bilgi ve becerinize dayalı hizmet sunuyorsanız, siz serbest meslek erbabısınız.
Büyükşehir Şartı Ticari Kazancı Etkiler mi?
Büyükşehirlerde bazı faaliyetlerin otomatik olarak gerçek usule tabi tutulması konusu, emtia alım-satımı veya eğlence/konaklama gibi sektörlerde geçerli. Yoga eğitimi ve bireysel koçluk gibi hizmetler bu kapsama girmez.
10 Soru – 10 Cevap
- Yoga eğitmeni hangi kazanç türüne girer?
Serbest meslek kazancıdır. - Yaşam koçu fatura mı keser, makbuz mu?
Serbest meslek makbuzu düzenler. - Serbest meslek kazancı ne demektir?
Kendi nam ve hesabına, bilgiye ve emeğe dayalı olarak yapılan iştir. - Yoga stüdyosu açarsam vergilendirme ne olur?
Ticari kazanç kapsamında değerlendirilir. - Serbest meslek erbabı KDV öder mi?
Evet, %20 stopaj ve %20 KDV uygulanır. Serbest meslek mükelleflerinin nihai tüketicilere verdikleri hizmetler karşılığında düzenlenecek e-SMM’de stopaj hesaplanmayacak sadece KDV hesaplanacaktır. - Serbest meslek defteri zorunlu mu?
Evet, serbest meslek defteri tutulmalıdır. - Eğitmenler basit usulden yararlanabilir mi?
Hayır, serbest meslek faaliyeti için geçerli değildir. - Şirketle çalışan yoga eğitmeni nasıl işlem yapar?
Kendi adına makbuz kesip karşı kuruma fatura eder. - Eğitmen olarak YouTube’dan gelir elde edersem bu da vergilenir mi?
Evet, gelir niteliğine göre beyan gerekir. - Büyükşehirde yoga yapmak vergi açısından farklılık yaratır mı?
Hayır, bu tür hizmetler için özel bir düzenleme yoktur.
ÖRNEK ÖZELGE
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : 11395140-105[VUK-1-21594]-E.1005488 12.11.2018
Konu :Yaşam koçluğu ve yoga eğitmenliği faaliyeti hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; yaşam koçluğu ve yoga eğitmenliği faaliyetinizde bulunduğunuzu belirterek, bu faaliyet kapsamında hangi kazanç yönünden vergilendirileceği ile belge düzeninin ne şekilde olması gerektiği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, ticari kazancın ise Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usule göre tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanunun 51’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (12) numaralı bendine istinaden yayımlanan 12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, “Büyükşehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunuyla Büyükşehir Belediye Sınırları içerisine alınan yerlerden yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000’den az olan yerler ile 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında büyükşehir belediyesi kurulan ve büyükşehir belediyesi sınırları içerisine alınan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahil olmak üzere büyükşehir belediye sınırları içinde aşağıda belirtilen faaliyetleri yapan mükellefler 01.01.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler.
a) Her türlü emtia imalatı ile uğraşanlar,
b) Her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar,
c) İnşaat ile ilgili her türlü işlerle uğraşanlar,
d) Motorlu taşıtların her türlü bakım ve onarma işleriyle uğraşanlar,
e) Lokanta ve benzeri hizmet işletmelerini işletenler,
f) Eğlence ve istirahat yerlerini işletenler” açıklamalarına yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 183 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Eğlence ve İstirahat Yerlerini İşletenler” başlıklı 5/f bölümünde;
“… …
Eğlence ve istirahat yerlerinden; çay ve kırbahçesi, çayhane, kahvehane, kıraathane, bezik, briç, bilardo, pingpong, masa futbolu, tenis, minyatür golf ve benzeri spor yerleri ile kaplıca, hamam, otel, motel, pansiyon ve dansing, düğün salonu, sinema, atlı karınca, dönme dolap gibi yerler anlaşılacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Serbest meslek kazancının tarifi” başlıklı 65’inci maddesinde ise, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu tanıma göre, serbest meslek faaliyeti tamamen sermaye kavramından soyutlanmamakta, yapılan faaliyette ön planda emeğin olması, bir başka deyişle yapılan işin sermaye yoğun değil emek yoğun bir iş olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ticari organizasyon kapsamında olmayan ve şahsi sorumluluğunuz altında kendi nam ve hesabına, sermayeden ziyade şahsi mesaiye ve mesleki bilgiye dayalı olarak yürütmekte olduğunuz yaşam koçluğu ve yoga eğitmenliği faaliyetinin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 236 ncı maddesinde ise “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, söz konusu faaliyetiniz serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirildiğinden, mesleki faaliyetinize ilişkin her türlü tahsilatınız için serbest meslek makbuzu düzenlemeniz gerekmektedir.
…
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.